Miraçta Allah’ı Gördü Mü? Sorusu ve Benim Her Şeyi Fazla Düşünme Hallerim
Hadi bir soruyla başlayalım: Miraçta Allah’ı gördü mü? Hemen bu soruyu bir kenara bırakıp düşünmeye başlıyoruz değil mi? Biraz içten içe “Neden ben bu soruyu soruyorum ki?” diye düşünmeye başlıyorum. Hani sorulması gerekse de, nedense biraz fazla “derin” bir soru gibi geliyor. Ama işte, tam da bu yüzden bu yazıyı yazmak istedim.
Ben İzmir’de yaşayan, sürekli espri yapan ama kafasında binlerce soru dönen bir adamım. Hani o tip insanlardanım ya, kahkaha atarken içinde felsefi sorular barındıran. Yani, aslında ben bir tür düşünsel komedyenim. Bunu kabullendim ve rahatım. Ama bazen içimde öyle sorular var ki… “Miraçta Allah’ı gördü mü?” gibi sorular mesela. İşte şimdi, bu konuda biraz kafa yormanın vakti geldi. Hadi gelin, birlikte bakalım.
Miraçta Allah’ı Gördü Mü? Gerçekten?
Şimdi, bu soruyu sorarken önce bir geriye dönüp durumu değerlendirelim. Hadi farz edelim, gerçekten birisi Miraç’a çıktı ve Allah’ı gördü. Aman Allah’ım, bu kadar derin bir konu üzerine espri yapabilir miyim ki? (Hayır, yapamam)
Şimdi buradaki en kritik şey şu: “Miraçta Allah’ı gördü mü?” sorusu, aslında çok önemli bir soruya işaret ediyor. Yani, bir yandan da “Allah’ı görmenin anlamı ne ki?” gibi bir soru da kafamı kurcalıyor. Bunu biraz açalım. Hani Allah’ın oğlu ya da kızı olmasak da, bence O’nu görmekle ilgili beklentilerimiz biraz karışık.
İç ses: “Ya bir dakika, sence de biraz garip değil mi? Eğer Allah’ı görseydik, böyle tam göz göze bakıp, ‘Ey Allah’ım, nasılsın?’ desek, nasıl olurdu? Allah ne derdi? ‘İyi, teşekkürler, sen nasılsın?’ mi?”
Evet, işte tam burada devreye “Miraçta Allah’ı gördü mü?” sorusunun esas zorluğu giriyor. Görmek ne demek? Duyusal olarak mı görmek, ruhsal olarak mı? Yani aslında, “görmek” kelimesi burada biraz esnek bir terim gibi görünüyor.
Görmek derken, gerçekten görmek mi?
Bunu biraz daha açıklayalım. Bak, ben İzmir’de sabahları kahvemi içerken, bazen bardağın içinde “hayatın anlamı”nı arıyorum. Düşünüyorum, kahve bu kadar basit bir şey olmasına rağmen, bir anlam taşıyabilir mi? O yüzden “Miraçta Allah’ı gördü mü?” sorusuna da farklı bir açıdan bakmalıyız. Yani, eğer birisi Allah’ı görmüşse, bu sadece bir gözlemi değil, belki de bir ruhsal deneyimi ifade ediyor.
İç ses: “Evet, sanki birinin gerçekten görebileceği ama kimsenin açıklayamayacağı bir şey gibi. ‘Görme’ dediğimiz şey biraz daha farklı, öyle değil mi?”
İşte tam da burada soru devreye giriyor: Eğer Allah’ı görseydik, bunu nasıl tanımlardık? “Bütün evrenin özüdür, şekli yoktur,” desek, belki de işin içinden çıkamayız. O zaman da “Miraçta Allah’ı gördü mü?” sorusuna verdiğimiz yanıt, aslında bizim bakış açımıza bağlı olurdu.
Miraçta Allah’ı Gördü Mü? Benim Kafamdaki 1000 Soru
Şimdi, ben her şeyi fazla düşünen bir insan olarak, bir soruya takıldığımda, bir anda 1000 soruya boğulurum. Mesela, “Miraçta Allah’ı gördü mü?” sorusu üzerinden ilerlerken birden kafama takılan başka sorular da oldu.
Birincisi: Eğer gerçekten Miraçta Allah’ı görme şansı verilseydi, peki ya biz görseydik ne olurdu? Hani ben olsam, şüpheci bir insan olarak, “Acaba gerçek mi, yoksa bir ilüzyon mu?” diye düşünüp, hemen telefonuma bakıp “Google, Miraçta Allah’ı gören var mı?” diye sorar mıyım?
İkincisi: Peki, o anı yaşamış birisi, geri döndükten sonra ne söylerdi? Allah’ı gördükten sonra hayatındaki ilk WhatsApp mesajı ne olurdu? “Ya dostum, Allah’ı gördüm. Cidden, şaka yapmıyorum. Direkt buluştuk, falan” diye atar mıydı? Ne yazık ki bu sorunun cevabını bilmiyoruz. Ama düşünmesi eğlenceli, değil mi?
Sonuç: Belki de Görmek… Görmemek
Sonuç olarak, “Miraçta Allah’ı gördü mü?” sorusunun cevabı, benim için biraz belirsiz. Görme, duygusal bir şeyse, belki de her insanın farklı bir şekilde “görmesi” gerekir. Yani bence bu soru, sadece görmeyi değil, neyi ve nasıl hissettiğimizi sorgulamamız için bir fırsat.
Eğer gerçekten bir insan, Miraç’ta Allah’ı gördüyse, bu durumu bir başkasına anlatmak, tabii ki kolay olmaz. Hadi diyelim ki böyle bir şey oldu, “Ya, dün gece Allah’ı gördüm, neler gördüm anlatamam” desek, belki de gerçekten bizden başka kimse anlamazdı. Bunu anlatmanın zorluğu, o kadar karmaşık bir hale gelir ki, belki de bu yüzden bu soruyu çok fazla düşünmemek, kafayı takmamak en iyisi.
Ama bir şey kesin: “Miraçta Allah’ı gördü mü?” sorusunun cevabı, bazen insanların gözlemlerine ve bakış açılarına göre değişebilir. Kim bilir, belki de bir gün gerçekten cevabını öğreniriz.