Kesb Ne Demek TDK?
Merhaba, bu yazıda “kesb” kelimesini bilimsel bir merakla ele alıyorum. İsimlendirmelerin, kelimelerin kökenlerinin ve kullanım bağlamlarının arkasında yatan mantığı birlikte incelecetğiz. Dilbilimden kelâm felsefesine, hukukî ve etik bağlamlardan Kur’ân-ı Kerîm’e kadar uzanan geniş bir perspektifle “kesb” kavramına dair ne demektir, neyi ifade eder, nerede kullanılır diye soracağız.
Kelime Kökeni ve Sözlükteki Yerleşimi
“Kesb” Arapça kökenli bir kelimedir ve Türkçede de kullanımı bulunmaktadır. Sözlük anlamı bakımından şu başlıklarla ele alınabilir: “kazanmak”, “elde etmek”, “çalışma sonucu edinilen”, “çaba gösterme” gibi anlamlar. :contentReference[oaicite:1]{index=1}
Örneğin bir internet sözlüğünde “insanın işinde, kendine düşen pay; kendi irâdesiyle olmuştur” biçiminde ifade edilmiştir. :contentReference[oaicite:2]{index=2}
Ancak dikkat: Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde “kesb” başlığıyla doğrudan yer alıp almadığı tartışmalıdır; bazı kaynaklarda “kesp” diye eski bir kullanımda geçmektedir. :contentReference[oaicite:4]{index=4}
Bu yönüyle, “kesb” kelimesini sadece sözlük tanımından değil, kullanım bağlamlarından da ele almak gerekiyor.
Kullanım Alanları ve Bilimsel İnceleme
Kur’ânî ve İslamî Metinlerde “Kesb”
Kur’ân-ı Kerîm’de “kesb” kökünden türemiş kelimeler çeşitli anlamlarda kullanılmıştır: “kazanç”, “çalışma”, “amel”, “maddi/manevi edinim” gibi. :contentReference[oaicite:5]{index=5}
Örneğin “Sizi kalblerinizin kesbettiklerinden sorumlu tutarız…” (Bakara 2/225) ayetinde “kesb”, kalbin azmi/akdi yönünü işaret eder. :contentReference[oaicite:6]{index=6}
Bir başka âyette “Ey iman edenler, kesbettiklerinizin ve sizin için yerden çıkardıklarımızın helâl ve iyisinden harcayın” (Bakara 2/267) ifadesinde “kesb”, çalışmanın, elde edilenin meşruiyetiyle ilişkili. :contentReference[oaicite:7]{index=7}
Bu bağlamda “kesb”, bilimsel olarak “insanın çalışması, emeği ve sonuç alma süreci” ile ilgilidir. İslam düşünce tarihinde de özellikle fiillerin oluşumu, irade, kudret, sorumluluk gibi kavramlarla ilişkili olarak “kesb” terimi kelâm (İslam felsefesi) literatüründe tartışılmıştır. :contentReference[oaicite:8]{index=8}
Dilbilimsel ve Etik Perspektif
Dilbilim açısından “kesb” kelimesi ibare, kök ve türetme yönlerinden incelenebilir. Arapça “ksb” kökünden gelmekte ve Türkçede “kesb-/kesbetmek” biçiminde görülmektedir. Dilsel evrim içinde, anlam daralmaları ya da genişlemeleri olmuştur. Örneğin “kazanmak” anlamına yaygın olarak kullanılması bir genişleme örneğidir.
Etik ve hukuk açısından ise “kesb” kavramı, “helâl kazanç”, “emeğe saygı”, “üretimin değeri” gibi temalarla buluşur. Bir İslam iktisat kaynağı şöyle der: “Kesb, kişinin dinî, ahlâkî ve iktisadî hayatındaki her türlü kazanımını ifade eden terimdir.” :contentReference[oaicite:9]{index=9}
Buradan çıkar: “Sadece kazanç” değil, “çaba + etik + sonuç” ilişkisi söz konusu. Çalışma süreci, kazanma süreci, elde edilenin niteliği ve meşruiyeti önemlidir.
“Kesb Ne Demek?” – Özet ve Günlük Hayata Yansıması
Basitçe, “kesb” şu şekilde tanımlanabilir: bir kişinin iradesiyle, emeğiyle yaptığı iş sonucunda elde ettiği şey; çalışma, kazanma, edinme süreci. Ancak bu tanımın ötesinde birkaç önemli nüans kavramın daha derin bir anlam taşımaktadır:
– İnsan iradesinin rolü: İnsan bir fiil gerçekleştirirken irade ve güç kullanır; bu güç ve irade “kesb” açısından önemlidir. (Kelâm literatüründe tartışılmıştır.) :contentReference[oaicite:10]{index=10}
– Sonuç ve sorumluluk: “Kesb” edinilen şeyin sorumluluğuna işaret eder. Yani “çalıştım, elde ettim” beraberinde “bu sonucu taşıyorum/taşımam gerekir” anlamını içerir.
– Etik çerçeve: Kazanma süreci hangi yollarla olmuş, meşruiyeti nedir? Helâl-haram, etik-etik olmayan gibi sorular burada devreye girer.
Günlük hayatta “işimin kesbi”, “helâl kesb” gibi ifadelerle kişi kendi emeğini, çalışmasını, kazancını tanımlar. Böylece kesb kavramı hem bireysel hem toplumsal bakışla anlam kazanır.
Bilimsel Merakla Bazı Tartışma Noktaları
– İnsan iradesi gerçekten “kesb” sürecinde nasıl bir rol oynar? Fiziksel olarak bir eylem kusursuzca yapılırken bile, “irade” kavramı soyut kalabilir. Bu durumda “kesb” ile “yaratma” arasındaki fark nedir? (Kelâm literatüründe yoğun biçimde tartışılmıştır.) :contentReference[oaicite:11]{index=11}
– Bir eylem olduğu için “çalışma” ve “kazanma” anlamlarını içeriyor; peki “isteyip yapamama” ya da “gönülsüz çalışma” gibi durumlarda “kesb” kavramı nasıl işler?
– “Helâl” ve “etik” çizgilerle, modern ekonomik hayat içinde “kesb” kavramı nasıl uyum sağlar? Çalışma, kazanç, üretim hatta dijital ekonomi bağlamında “kesb” nasıl yorumlanabilir?
Sonuç
“Kesb”, sadece bir kelime değil; içerdiği irade-eme-kazanç üçlüsü ve bu üçlünün anlamını taşıdığı bağlamla birlikte dikkate alındığında zengin bir kavramdır. Dilbilimsel kökeni, İslamî metinlerdeki yerleşimi, etik ve sosyal boyutları ile incelenmeye değerdir. Sizce, kendi işimiz-emeğimiz bağlamında “kesb” kavramını ne kadar fark ediyoruz? Emeğimizin sadece sonuç kısmına mı odaklanıyoruz, yoksa süreç-irade-etik üçlüsünü de hesaba katabiliyor muyuz? Bu sorularla birlikte “kesb” kavramına dair düşünce ufkumuzu genişletebiliriz.
::contentReference[oaicite:12]{index=12}